Degerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.Yaşamla paralel beslenen duygu dünyamız çok yönlü bir duygular trafiği yaşamaktadır.Bu iç dünyanın duygular tercihini tayin etmede, hangi duyguya meyilli bir çaba ile olur.Bir hikaye ile bu makale yazımı renklendirip siz değerli   okuyucularımıza  bir nebzede olsa faydalı olabiliyorsak  bundan büyük bir  bahtiyarlık duyduğumuzu siz değerli okuyucularımızla paylaşarak hikayemize baslıyorum.                                                                                                        Hangisi kazanır bu mücadeleyi:

Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde toru-

nuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup

duran iki köpeği izliyordu.

Köpeklerden biri beyaz,biri siyahtı ve on iki


yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler

dedesinin kulübesinin önünde boğuşup duru-

yollardı.Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu,

yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar.

Çocuk kulübeyi korumak için biri yeterli gözü-

kürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye

renklerinin illede siyah ve beyaz olduğunu an-

lamak istiyordu artık.O merakla sordu dedesi-

ne.Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle toru-

nunun sırtını sıvazladı.

-Onlar dedi.Benim için iki simgedir evlat.

-Neyin simgesi? diye sordu çocuk.

-İyilik ve kötülüğün simgesi.Aynen gördüğün

köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizdeki sü-

rekli mücadele eder durur.Onları seyrettikçe

ben hep bunu düşünürüm.Onun için yanımda

tutarım onları.

Çocuk,sözün burasında, mücadele varsa,

kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocu-

ğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

-Peki sence hangisi kazanır bu mücadele-

yi? Bilge reis,derin bir gülümsemeyle baktı to-

rununa:

-Hangisi mi evlat? Ben hangisini besler-

sem o!

Değerli okuyucularımız içinde yaşadığımız

dünya coğrafyasında, tüm canlı ve cansız var-

lıklar aleminin yaşamsal hayatımıza ve dünya-

mıza kattığı renkler ve yaşamsal hayatlar biz-

lere bir mesaj, ve düşünce dünyamızın beslen-

mesine birer kaynaktır.İnsanoğlunun gözlerini

dünyaya ilk açtığı süreçten şimdiki içinde var-

lığını devam ettiği hayat sürecine kadar sürekli

aldığı gözlemler, duyumlar,tecrübeler, bilgi ve

birikimler dış dünyadan aldığımız tasvirler iç

dünyamıza eleklenip düş gücümüze renk ve

ayrı bir zenginlik katmıştır.

Hayat bakış açılarımıza, yön ve anlam

vermemizi sağlayan, iç dünyamızdaki nakş e-

dilen tecrübe birikimleri bizlere dış dünyaya

bakış açılarımızda olumlu olumsuz bakabilme

öngörüsünü kazandırmaktadır.

Kaynağını yaşamı boyunca dış dünyadan

alan insanoğlu, iç dünyasında biriktirdiği bilgi

ve tecrübeler hamuruyla yoğurarak kendi için-

deki dünya bakışının rengini tayin etmektedir.

Umutlarımız, cesaretlerimiz,iyiliklerimiz, kö-

tülüklerimiz,insanlara ve hayata bakış açıları-

mız,sevinç ve üzüntülerimiz kısaca hayata dair

herbir olayın kaynağını genede içimizdeki bes-

lediğmiz duygular belirlemektedir.Biz hangi

duyguları daha çok beslersek o hayatımızda

galip gelir.Tıpkı bir kişi bir ideal için çalıştığı

veya başkalarının iyiliği için harekete geçtiği

ya da haksızlığa karşı çıktığı her defa ufak bir

umut dalgası yaratır.Milyonlarca farklı enerji

ve cesaret merkezinden gelip, birbirinin için-

den geçen bu dalgalar, en büyük kıyım ve di-

renç duvarlarını yerle bir edebilecek güçte bir

akım yaratırlar.

Günümüzde her ne kadar insanlarımız çağın

ve yaşamın beklenmedik musibet ve badirele-

riyle karşılaşmış olsa da hayata bağlanmanın

verdiği inanç ve cesaretin iç dünyamıza verdiği

şokla hayata yeniden direnmenin yolunu aça-

cak gaye neyse duygular o yöne hizmet ede-

cektir.

Sevgi ve saygılarımla

Makale Yorumları
Makaleye ait yorum henüz yok.
Makaleye Yorum Yazın
Yazarın Diğer Makaleleri