Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.
İyilikler ile  kötülükler arasın-
daki ne yazık ki kötülük ve çirkinliklerin başmüesibi o-
lan insanlık, kötülüğü seçe-
rek dünyaya ve iyiliğe mey-
dan okuma bayrağını ve üs-
tünlüğünü ele geçirdi.
İnsanlığımızı çepeçevre sa-
ran bu kötü müsilaj salyası
bedenimizi ve ruhumuza öy-
le işlemiş ki, artık İnsanlığı-
mız bu kirli hastalıktan kur-
tulma umudunu kaybetti.
Masmavi gökyüzü karanlığa, insanlık arasındaki diyalog kibire, kötülük, ve çirkinliğe gebe kaldı.Pırıl pırıl, dünya,
doğa, ve insanlığa bakış açı-
mız, karanlık ve çirkinliğe  büründü.Kimse kimsenin hayrını istemez, kardeşin kardeşe, babanın evlatlara, evlatların anne ve babaya karşı saygı ve sevgisi maale-
sef eskilerde kaldı.Tabiki ai-
lede sevgi, saygı, ve merha-
metin kalmadığı bir toplum, ve dünya nasibini almaz mı?
Elbetteki  bu aile içindeki bi-
rincil davranışlar, komşuluk, arkadaşlık, ve akrabalık mü-
nasebetlerine dalgalar halin-
de yayılarak, içlerindeki kir-
lenmiş, birikmiş nefret ve 
çirkinlikleri kusarak dünya ve tabiatta bundan nasibini almaktadır.
Bugün dünyada ve ülkemiz-
de, okyanus ve denizlerimi-
zin, aşırı müsilaja, doğa ve 
tabiatın aşırı kirlenme, ve hor bir şekilde bir muame-
leyle karşılaşması, kirlenen bir insanlık iç dünyasının, ar-
tık  taşıyamayacak bir duru-
ma gelip, etrafını da kirlet-
mesidir.Evet değerli okuyu-
cular, bizim yaşadığımız hayat maalesef iz düşüm bir
hayat.Insanlık olarak bedeni-
miz ve ruhumuz, eski orjinal-
ligini kaybettigi için dünyaya, ve insanlara bakış açımız 
eski tat ve lezzeti vermiyor.
Beş duyu organımız artık if-
las etmiş, iyilik ve kötülüğe oldukça duyarsız bir vaziyet arz etmektedir.İç dünyamız bu kirlenme, ve kararan kalp-
lerimiz sayesinde, doğal olarak görevini yapamaz ha-
le geldiği için, taklidi bir ya-
şam serüveniyle, hayatları-
mız, tat ve lezzetlerin farkına 
varmadan, anlamsız ve ma-
nasız bir ömrü tüketiveriyor, ve tüketmeye de devam et-
mektedir.
Günler, haftalar, aylar, yıllar o
kadar hızlı geçiyor ki, bunun 
farkında bile değiliz.Sevinçte
ve tasada gerçek duygula-
rımızı yaşayamıyoruz. 
Sevdiklerimiz, en yakınla-
mız, ve arkadaşlarımızı kay-
bediyoruz, fakat gerçek an-
lamda  üzüntü, yanma, ve gözyaşı dökemiyoruz.Sanki 
hiçbir şey olmamış, yaşan-
mamış olarak ertesi gün ha-
yatlarımıza tekrar devam e-
diyoruz.Bunun akabinde düğün, kutlama,başarı, ve 
hayatlarımızın sevinç anla-
rında, birer bir yabancı, içten 
ve samimi bir istenç ve kut-
lama dileklerinden oldukça 
uzağız.Sadece ağızların tas-
tik ettiği, fakat kalplerin aynı 
duygu ve iyi niyeti taktik et-
mediği bir yaşamı, maalesef
hep birlikte yaşıyoruz.Artık insanlık kokusu bizden gelmiyor.
Maalesef değerli okuyucula-
rımız, dünya insanlığın iç dünyasının  rengine boyandı.
Bugün insanlık iç dünyasın-
da beslediği kötülük, ve za-
limliği dünya ve insanlığa 
salıverdi.Bugün öz kardeşi-
ne bir parça ekmeği vereme-
yen bir insanlık, ülkeye ve dünya insanına bir şey vere-
bilir mi? Değerli okuyucularımız biz kendimi-
zi, kararan vicdan ve merha-
metimizi düzeltmedikçe, bu 
kirlenme ve duyarsızlık de-
vam edecektir.Acı duyabili-
yorsan canlısın; başkalarının 
acısını duyabiliyorsan insansın..erdemini tekrar ya-
şadığımız, ve hissettiğimiz 
zaman bu kirlilik ve gerçek tavımıza geleceğiz.
Saygı ve sevgilerimle.

Makale Yorumları
Makaleye ait yorum henüz yok.
Makaleye Yorum Yazın
Yazarın Diğer Makaleleri