Değerli okuyucularımız, hepinizi dua ve selamla selamlayarak yazıma başlıyorum.

Güya hepimiz; sözünde, ahlakında, yönetimde, doğrulukta, dinde, komşuluk ve akrabalık ilişkilerinde, yardım ve paylaşımlarda en iyiler olarak kendimizi görüyoruz. Üstümüze toz kondurmayan bir ruh hâline girdik. Bu konular açıldığında ise en iyi olduğumuzu lanse ediyor, hakkımızda söylenen olumsuz bir söz ya da niyeti kabul etmeyen bir anlayışı gelenek hâline getirmiş durumdayız.

Peki, madem hiçbir olumsuz davranışı üzerimize almıyoruz, neden ülkemiz ve sosyal yaşamımız olumlu gelişmelere vesile olamıyor? Neden insanî bağlarımız kopma noktasına geliyor, ülke ve toplum hayatımız da çekilmez ve yaşanmaz bir hâl alıyor?

Bu soruların altında yatan nedenleri bulup düzeltme yoluna gitmediğimiz sürece, kendi kendimizi kandırmaya devam edeceğiz. "İyi bir kulvardayız" düşüncesi ise bizi hayal dünyasından kolay kolay kurtaramayacaktır.

Zan anlayışlarımızı doğru bir perspektiften ele almalıyız. Zanla değil, hayatın ve yaşamın gerçekleriyle yüzleşmeli, sorunlarımızla bir an önce yüzyüze gelmeliyiz. Toplumsal, yönetsel ve ahlaki yaşamlarımızı düzlüğe çıkarmak için; zan ve beyhude düşünce kalıplarından kurtulup, umut verici gerçekler dünyasıyla sağlam bir anlayış ve idraktan taviz vermemeliyiz.

Sözlerimiz gerçek hayatla örtüşmediği için, zamanın bize yaşattığı acı kayıplar ve zorluklar, toplum olarak huzur ve ilerleme sağlamamıza imkân vermemektedir.

Daha ne zamana kadar bu hayal ve zanlarla yaşamaya devam edeceğiz? Bugün bakın, insanlık olarak ne hâle geldik: Bölündük, parçalandık, insani duygularımızı kaybettik. Bu gidişat, dünya ve insanlık adına hiç de umut verici değil.

Önümüz aydınlıkken karanlığı tercih ediyoruz. Düzelmiyoruz, bir türlü kendimize ve hakikate kapı aralayamıyoruz. Bakın, Hz. Peygamberimiz (s.a.v) hadis-i şeriflerinde nelere değiniyor:


---

Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı öğünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun."

"Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir: Ona haksızlık etmez, onu yardımsız bırakmaz, küçük görmez. (Göğsüne işaret ederek) Takvâ buradadır, takvâ buradadır!"

"Kişiye, Müslüman kardeşini hor görmesi kötülük olarak yeter. Müslüman’ın her şeyi; kanı, namusu ve malı Müslüman’a haramdır."

"Şüphesiz ki Allah, sizin bedenlerinize, görünüşlerinize ve mallarınıza değil, kalplerinize kıymet verir."


---

Bugün aslında bozulan tek şey varsa, o da insandır, insan kalbidir. Eğer o kalp Allah’ı anmazsa, hakikat ve gerçeklerle buluşmazsa, bu hayattan ve gerçeklerden bir şey beklemeyin değerli okuyucularımız.

Bugün dünya bozulmuşsa; ülke, insan ve yönetim olarak sancılı ve düzelemeyen bir zamanı yaşıyorsak, kimse kusura bakmasın, kimseyi de suçlamasın. Bunun tek suçlusu biziz. Kararan kalbimiz, insanlığa istemeyen niyetimizi ıslah etmeden mükemmel bir hayatı ve yaşamı kimse beklemesin.

Makale Yorumları
Makaleye ait yorum henüz yok.
Makaleye Yorum Yazın
Yazarın Diğer Makaleleri