Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.Gene ömrümüzün takviminden sayılı günler dur durak demeden, bizleri bazen hüzne, bazen de sevince yaklaştırdı.Zamanın nice tarih olgusu içinde adeta çağları öğütürcesine nesilden nesile, insanlığa örf, adet, gelenek ve görenekler, ve yüce hakkın kuran ve sünnetlerle, insanlığa yaşam felsefesinin bir mirası dünün bugünlere bir ikramı dini bayramımız kurban bayramına gene kavuşmanın sevinci ve heyecanını yaşıyoruz.Bu sevinç ki bir teslimiyet ve Allah’a şükürün mali bir ibadetlle sevaba ve hakka yaklaşmanın kullar için bir kurtuluş bayramıdır.Yüce İslam dinimizin Müslümanlara bir armağanı Kurban Bayramı’nın tarihçesi, ve nasıl ortaya çıktığını, siz değerli okuyucuları- mızla tekrar hatırlayalım. Kurban Bayramı, hicretin ikinci yılında ortaya çıkmıştır ve kurban ibadeti Hz. İbrahim ve oğlu arasında yaşanan bir olay sayesinde önem kazanmıştır.Hz. İbrahim evinde bir gün uyuduğu esnada, rüyasında oğlu İsmail’i kurban ettiğini görmüştür. Bu rüya üzerine Mekke’ye giden Hz. İbraim, oğlu İsmail’i annesinin yanında görmüştür.Oğluna rüyasından bahseden Hz. İbrahim, oğluna bir ip ve bir bıçak almasını söylemiştir ve oğlunu da alarak odun kesmeye çıktığını söylemiştir.Hz. İbrahim ve oğlu İsmail, vadiye doğru ilerlerken, şeytan insan kılığında Hz. İbrahim’in karşısına çıkmıştır, ve Allah’ın bu emrini yerine getirmesin diye aklını çelmeye çalışmıştır. Fakat Hz. İbrahim bu oyuna inanmamıştır. Oğluna, rüyasını anlatan ve Allah için kendisini kurban ettiğini gördüğünü açıklayan Hz. İbrahim, oğlunun tepkisi ise oldukça şaşırtıcıdır.İsmail bu duruma şöyle cevap vermiştir:

“Babacığım sana emrolunanı yap, babacığım! Beni kurban etmek istediğin zaman, beni iple sıkıca bağla ki benden sana karşı, bir şey isabet edip de ecrim eksilmesin. Hem sen beni boğazlamak için yatırdığın zaman, yüzükoyun yatır, alnımı yere getir. Çünkü yüzüme bakınca kalbin incelir ve bu durumun Allah’ın sana emrettiği şeyi yerine getirmene engel olabileceğinden korkarım!”Hz. İbrahim hazırlığını tamamlar ve oğlunu kurban edecekken Allah tarafından “Ey İbrahim! Rüyana sadakat gösterdin, işte sana oğlunun yerine boğazlayacağın kurbanlık, onu boğazla!” emredilmiştir.İşte kurban ibadeti günümüze kadar bu dini değer ile ulaşmış ve korunmuştur. Allah’ın emrettiğini görevi en sevdiği olmasına rağmen geri çevirmeyen Hz. İbrahim’e bir ödül olurken; aynı zaman insanlık tarihinde de sürdürülebilir bir yardımlaşmanın anahtarı olmuştur.Kurban Bayramı’nı et kesilen ve dağıtılan bir gün dizesi olarak görmek yerine, ihtiyaç sahiplerinin düşünüldüğü ve yardıma ihtiyacı olan insanların hatırlandığı; paylaşımların artırıldığı ve bereketli sofraların kurulduğu bir bayram olarak özemsemek gerekmektedir.Kurrban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.Bu dini bayramlarımız, bize içimizin teredütsüz hakka, imana, kurana, sünnete, bir bağlılığı, ve bu bağlılığın da kalp gözüyle insanlığın herşeyi ile Allah’a kendini havale etmenin, Allah katındaki inananlara bir rahmet, bereket, ve kurtuluşa birer vesile kapısı olmasını diliyoruz.Bu duygularla Tûm İslam aleminin Mübarek Kurban Bayramını tebrik eder, kazasız ve belasız, huzurlu bir bayram diliyorum.

Makale Yorumları
Makaleye ait yorum henüz yok.
Makaleye Yorum Yazın
Yazarın Diğer Makaleleri