Geçtiğimiz günlerde mizah dergisi Leman’ın yayınladığı Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’i tasvir eden karikatür, hepimizi derinden sarstı.
Ne dini hassasiyet tanındı, ne de milyonlarca Müslümanın kutsal değerleri göz önüne alındı.
Elbette bu tarz yayınlar açık bir provokasyondur.
İnançlarımıza, değerlerimize, kutsallarımıza yapılan her saldırı gibi bu da asla kabul edilemez.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in görsel olarak tasvir edilmesi, derin bir yaraya tuz basmak oldu.
Toplum ayağa kalktı.
Sosyal medya ateş topuna döndü, sokaklarda kınama yürüyüşleri başladı.
Siyasetçiler açıklamalar yaptı, gazeteler manşet attı, televizyonlar günlerce bu konuyu tartıştı.
Herkes bu rezilliği konuşuyor.
Doğrudur, hassasiyet yerinde.
Fakat…
Allah’ın hükümleri, yasaları, kanunları, tanınmazken ses yok.
Peygamberi yaşam, ahlak kirletilirken susuluyor.
Ya ümmetin kanı?
Ya ümmetin çığlığı?
Hz. Muhammed’in ümmeti gözleri önünde işlenen katliamlar neden aynı sertlikle gündeme taşınmıyor?
Bu duyarlılık, neden Amerika’nın, İsrail’in, Avrupa’nın bitmek bilmeyen zulmüne karşı sergilenmiyor?
Onlar da bu kadar gündem olmuyor mu?
Gazze’de, Filistin’de, Yemen’de, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da Müslümanlar yıllardır sistematik zulüm altında yaşıyor.
Her gün çocuklar ölüyor, kadınlar ağlıyor, şehirler bombalanıyor.
Biz ise sadece bir karikatüre mi öfke duyabiliyoruz?
Canımız sana feda olsun diyenle konuşanların kaçı, Gazze’deki gerçek görüntüler karşısında aynı öfkeyi taşıyor?
Hz. Muhammed’in ümmeti açlıktan ölüyor, işkence altında can veriyor.
Bu ümmete gösterilen zulüm, onun çizilmesinden daha az mı acı verici? İslam’a düşmanlık sadece bir karikatürle mi sınırlı sanılıyor?
Kur’an’ın yasalarını rafa kaldırmak, Allah’ın emirlerini hiçe saymak daha büyük bir saldırı değil mi?
İslam ülkelerine bir bakalım.
Kaçı Kur’an’a göre yönetiliyor?
Kaçı Peygamberin örnek adalet sistemini uyguluyor?
Faiz serbest, zina normalleşmiş, yolsuzluk sıradanlaşmış.
Rüşvet, adam kayırma, adaletsizlik diz boyu.
Ama kimse çıkıp da bunlara “haram” demiyor.
Peygamber Efendimiz’i sevmek, sadece onun ismine sahip çıkmakla olmaz.
Onun yoluna, onun ümmetine, onun davasına sahip çıkmakla olur!
Bugün Leman dergisini lanetliyoruz.
Doğrudur, lanetlenmelidir.
Ama sormadan da edemeyiz:
Allah’ın yasalarını yok sayan sistemler neden bu kadar rahat?
Kur’an’ın hükümlerini rafa kaldıranlar neden bu kadar sessizce izleniyor?
Unutmayalım:
Bizler, Hz. Muhammed’in resmine gösterdiğimiz tepkinin binde birini onun hayatına, sünnetine, davasına gösterseydik; belki de bugün ümmet bu halde olmayacaktı.
Peygamber Efendimiz’i çizen bir kaleme kızıyoruz kızmalıyız hakaret eden yayınlara da tepkimizi vermeliyiz.
Ama onun ümmetini ezen birleşmiş batıya, şeytan Amerika’ya tasmalı katil İsrail tanklarına, uçaklarına, bombalarına, ambargolara neden aynı öfkeyi göstermiyoruz?
Tepki göstermek istiyorsak, önce kendimize bakalım.
Biz Hz. Muhammed’in ümmeti gibi yaşıyor muyuz?
Yoksa sadece onun adını kullanıp, değerlerinden uzak mı yaşıyoruz?
Resme değil, zulme karşı da ayağa kalkalım.
Tepki sadece sloganla değil, duruşla olur.

Makale Yorumları
Makaleye ait yorum henüz yok.
Makaleye Yorum Yazın
Yazarın Diğer Makaleleri