Aşure geleneği asırlardır sürüp gelmekte.
Bu geleneği bugün şova çevirenlerde yok değil.
Ülke genelinde aşure şovları devam ediyor.
Şov diyorum.
Çünkü aşure aslında uzaklaştırılıp siyasilere malzeme oluyor.
Kırşehir meydanın da, caddelerin üzerinde aşure ikram ediliyor.
Aşure üzerinde şov yapılıyor.
Neden Kırşehir’in, atanmışılar seçilmişleri bir araya gelip aşure olmuyorlar.
Ne oluyorlar kazanlı kepçeli gösteri adamı.
Aşure birleştiren hoşgörü değil mi?
Aşure Hz. Hüseyin’ce dirilişin, yasayışın, Yezit iktidarlarına başkaldırışın adı değil mi?
Bunlar ne yapıyor benim aşurem daha çok kalabalıklarla doldu şovları yapılıyor.
Boy boy resimler ve canlı yayınlar yapılıyor.
Hz. Hüseyni’nin zalim Yezit iktidarına ve yönetimine karşı duruşunu şova çevirmeyiniz.
Unutmayınız Aşure milli değildir.
Kimsenin tekelinde değildir?
Kimileri aşureyi milli ve yerlileştirmek istiyor.
Devlet ve siyasi iktidar Aşure kazanını kendi rengine dönüştürme gayreti içinde.
Muhalefet partililer.
Oysa hiç bir güç, ne aşurenin renklerini, ne niyetini değiştiremez.
Aşure kazanlarının üzerine, kendi rengini vermek ve siyasi semboller ya da siyasi logolar koymak, asimilasyon amacıyla kullanmak, kadim tarihin niyetlerini anlamamaktır.
Aşurenin üstüne yapılan siyasi semboller, aşurenin verdiği gerçek mesajın üstünü örtmektir.
Oysa aşurenin mesajı nettir; “Biz farklı renkleriz ama bir arada renklerimiz kaybetmeden bu kazanda piştik ve aynı kazanda renklerimizle sevginin, umudunun ve barışı tadı olduk” der.
Siyasilerin alması gereken en büyük ders, toplumsal kutuplaştırmalar karşısından aşure gibi aynı kazanda tek tipleşmeden, tek renk çorba olmadan, aşure olabilmektir.
“Aşure, paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve kardeşliğin simgesidir. Milletimiz asırlardır sürdürdüğü bu gelenekle, aynı sevinci, aynı tasayı beraberce paylaşmaya devam etmektedir.
Birbirimizi hoşgörü içinde kucaklamalıyız.
Bu çerçevede düzenlediğimiz aşure etkinliği örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak adına önemli.
Yapılan bu etkinlikler halkımıza aşure geleneğini yeniden hatırlamış olsa da şova dönüştürmeyiniz.
Bugün hayatta diri tutulan Hz. Hüseyin ve yetmiş iki yarenin şehadetinin matem günü olarak anılmaktadır..
Geçmişe karşı çıkabilirsiniz ama geçmişi yok edemezsiniz.
Şayet geçmişi yok ederseniz asla geleceğinizi kuramazsınız çünkü geçmiş geleceğin ibretidir.
Bu nedenle Kerbelayı anmak insanlığın gereğidir, Kerbelayı unutmak insanlığa karşı görev ve sorumluluğu yapmamaktır.
Kerbelayı unutmak zalimlere boyun eğmektir.
Kerbelayı unutturmak Müslümanca duruşun, Hz. Hüseyin’ce yaşayışının terkidir.
Kerbelada Hz. Hüseyin bir insanlık abidesidir.
Hz. Hüseyin şehadetin adıdır.
Kerbelayı anarken; Hz. Hüseyin ‘in şahsında bütün mazlumlar anılır, Yezidin şahsiyetsizliğinde tüm zalimler lanetlenir, kınanır.
Yezide ve Yezitte sembolleşen tüm devletlere iktidarlarına yönetimlerine lanet olsun.