Sarhoşlar Urganla büst yıkacakmış
 
Büst provokatörleri yine görev başındalar.

Oyun kurucularının işine yarıyor olsa gerek.

Yeniden sahnedeler.

Kimi baltayla, kimi kazmayla, kimileri çekiçle, bugün de iple, urganla sahnedeler.

İki sarhoş Samsun Meydanı’ndaki Atatürk Büstü’ne ip atıp araçla yıkacaklarmış.
Sarhoşlar ne zamanda beri büst yıkar, yakar oldular.

Yahu bırak bu ayakları, senin niyetin büst yıkmak mı? 
Birilerinin aklına düşürmek mi?

İple yıkılmayacağını sende biliyorsun, tonlarca ağırlığındaki bir heykeli sen nasıl yıkacaksın.

Ey ipçi, senin yıkacağım dediğin büstün sevenleri sabaha kadar nöbet tutup marş ezberlediler.

İnsanoğlu taa eski tarihlerden beri putçuluktan hiç vaz geçmemiş.

Şekil verdikleri putları hep korumuşlar, yaşatmışlar.

Ayinler düzenleyip saygı duymuşlar.

Zamanla yapa geldiklerinin önünde durup, törenler düzenlemişler.

Şekil verdikleri putlarını altından, taştan, tunçtan, ağaçtan, mermerden ve benzeri maddelerle süslemişler.

Put yapımı sanat olmuş, atölyeler kurulmuş.

İnsanların kendi elleriyle yaptıkları heykeller meydanları, sarayları, tapınakları süslemiş.

Böylece saygı ve anı için yapılan heykeller, zamanla putlaştırılmış.

Zamanla kendi elleriyle şekil verdikleri heykellere saygı duyulmaya, törenler, merasimler düzenlenmeye başlamışlar.

Tarih boyunca heykel hemen her dönemde açık alanda, tapınaklarda ve saraylarda farklı biçimlerde yer almış.

Kimi zaman melek, şeytan, İsa, Meryem figürleriyle bereket sembolleri tasvir edilirken, kimi zaman da tanrı ve hükümdar heykelleriyle anıt olarak kullanmışlar.

Bir hacim sanatı olarak da tanımlayabileceğimiz heykel tapınaklarda sergilendiğinde kutsallaştırılmış.

Açık alana yerleştirildiğinde çok farklı işlevler üstlenmiş.

Tarih boyunca halk üzerinde baskı kurmak isteyen yönetimler, kentlerin en merkezi ve büyük meydanlarına yaptıkları tanrı ve hükümdar heykelleri otorite sembolü olarak kullanmışlar.

En görünür konuma yerleştirilen bu heykellerin heybeti ile toplumda sınıfsal bir fark yaratarak baskı duygusu yaratmayı hedeflemişler.

İşte tam da bu nedenle tarih boyunca birçok örnekte gördüğümüz gibi bir toplumda o otorite yıkılınca, halk, ya da yerine gelen iktidar ilk olarak eski otoritenin heykellerini yıkmak istemiştir.

Meydanları bir başka heykellerle donatmışlar.

Bir zamanlar demir yumruklarıyla ülkeleri işgal eden Rus İmparatorluğunun lideri Stalin’in heykelleri Başkentlerin meydanlarında yükselmiş.

Yıkılmaz gibi gösterilen demir imparatorluk dağıldığında.

Meydanları süsleyen heykeller de bir bir döküm haneleri boylamıştı.

Meydanlar heykelsiz kalmadı, Stalin gitti, bağımsızlığını kazanan ülke liderlerinin heykeli yerini aldı.

Irak lideri Saddam, İran şahı Rıza hani neredeler, hiç birisinin heykelleri Irak ve İran sokaklarında var mı?

Ne oldu güçlü diktatörlerin devasa görkemli figürleri.

Hepsi eritildi demir oldu.

Bugün de öyle meydanları süsleyen putlar da bir gün yerlerinden kaldırılıp hurdalığa gidecek.

Tarihten beri heykelcilik sanatı iktidarlar tarafında hep yaşatılmış.

Birçok ülkede iktidarların sembolü olmuş.

Birçok tapınaklarda tanrı olmuş.

Birçok saraylarda süs eşyası olmuş.

Putlara taptıranlar da memnun…

Yapanlar da memnun.

Satanlar da memnun.

Bunların içinde tapınanlar saygı duyanlar daha çok memnun.

Putçuluk değişime uğramadan günümüze kadar gelmiş.

Tarih de zaman zaman bu sokak süsleri yıkılsa da yerine yenileri hep konmuş.

İslam dininin yasaklamış olduğu putçuluk, heykelcilik bazı İslam ülkelerinin meydanlarını süslemeye devam ediyor

Makale Yorumları
Makaleye ait yorum henüz yok.
Makaleye Yorum Yazın
Yazarın Diğer Makaleleri