1970 li yıllarda batıda, kadına şiddeti önleme ve güya kadın haklarını koruma adı altında bir metin hazırlandı. Şeytanın bile aklına gelmeyecek derecede cinsel sapıklığı körükleyen, fıtratta var olan kadın erkek cinsiyet ayırımını ortadan kaldırmayı hedefleyen, yani şiddeti yapan erkektir. Öyle ise erkekliği ortadan kaldırırsanız şiddet biter mantığı ile erkeğe karşı savaş açmış, erkeği kadına dönüştürmeyi teşvik eden ; erkeği erkekle, kadını kadınla evliliği demeyeceğim çiftleşmeyi teşvik eden, ahlaki yapıyı ve aile mefhumunu yok etmeye yönelik, kadının beyanını esas alan ve daha birçok akıl ve mantık dışı maddeler içeren paçavra bir metin hazırlamış ve bu şeytan düzmecesi paçavrayı 2011 yılında, güya Türk kadınlarına, hatta dünya kadınlarına bir hediyemiz olsun. Onları şiddetten ve erkek egemenliğinden kurtaralım düşüncesiyle HDP milletvekili Pervin Buldan aracılığı ile İstanbul da imzalanması teklif edildi.
Bu arada terör yandaşı ve besleyicilerini de insan hakları savunucusu gösterip onları toplum nazarında aklama çabası olduğunu bilmek lazım.
Aslında arka planda teşvik edici, zamanın ılımlı İslam projesi sahibi fetö vardır.
Fetö o dönemde bütün Türkiye ye hakim durumda idi. Bütün partiler etkisi altına almış, hatta kontrolü altına almış, istediği kararları meclisten çıkartabiliyordu. Valiler bile şehir abilerinin emrinde idi.
2011 yılında Hdp li Pervin Buldan ın gelmesine ön ayak olduğu bu metin birçok ülke temsilcilerinin katılımıyla önce İstanbul da imzalanmış, daha sonra meclise getirilmiş, fazla incelemeden bütün partilerin desteği ile meclisten geçirilmiştir.
Bu yasa, Fetö ihanet şebekesinin Türkiye ye en büyük kazığı olmuştur. Zira bütün partilerde emrini yerine getirecek fetöcü milletvekilleri vardı.
Cumhurbaşkanı baştan beri bundan rahatsızdı. Fakat o günki konjüktür ve fetönün olumlu bakışı birilerinin susmasını sağlamaya yetmişti.
Enteresandır, ABD, Rusya, Japonya gibi ülkeler ve daha birçok ülke bu metne imaza atmadığı gibi, Rusya bunun ülkesinde yüz yıl konuşulmasını bile yasaklamıştır. Çünkü adamlar metni iyice okumuş incelemiş, neler içerdiğini gayet iyi biliyorlardı. Bizim gibi okumayan tembel toplumlar rahatlıkla dolduruşa gelmiş oldular.
Bu yasanın uygulandığı ülkelerde, cinsiyet eğitimi ile ne gibi rezaletler yaşandığını, ilk ve ortaokul seviyesindeki gençlere neler aşılandığını, cinsiyet değiştirmeye zorlandıklarını, ailelerine rağmen birçoğunu anlatmaya bile insan haya ediyor.
"Kadının beyanı esastır" ifadesi başlı başına bir fecaattir. Oysa bir kişinin beyanı hukukta esas alınabilirmi? İster kadın olsun, ister erkek olsun tek kişinin beyanını esas alınması hukuk cinayetidir. Bir iddianın isbatı esastır. Suç ispat edilinceye kadar kişi masumdur.
Bu yasaya dayanılarak nice İnsanlar iftiraya uğramış, hayatları mahvolmuş, yuvaları dağılmış, insan içine çıkamaz olmuşlardır.
İftiraya uğrayan insanlar toplumdan dışlanmış, adamlar masumiyetini ispat edene kadar, bütün itibarı yerle bir olmuş, mevki, makamını, işini gücünü, her şeyini kaybetmiştir.
Bu yasanın sadece bu alanda yaptığı tahribat bile iptali için yeterli sebeptir.
Cumhurbaşkanı 6 - 7 ay önce bu yasanın incelenmesini ve hakkında rapor hazırlanmasını istemiş ve o rapor neticesinde bu sözleşmeden Türkiye nin çekildiği kararını almıştır. Böylece Türk aile yapısını tahrip eden ve İslami değerleri yok etmeye yönelik bu paçavra metni iptal etmiş oldu.
İstanbul yasası diyerek İstanbul un adını bile kirleten ve İslami ve insani değerlere savaş açmayı amaçlayan bu metnin hazırlanması bütün dünya için bir felakettir. Bunun altına imza atan ülkeler, metni iyi inceleyip veya uygulamaya başlayınca gördükleri tahribatın farkına vararak kesinlikle pişman olup vazgeçeceklerdir. Bazıları için artık geç bile kalınmış olacaktır.
İslam dini gibi Yüce Allah ın en büyük nimetine sahip olan bir millet, nasıl olurda onun insanlık için şifa ve rahmet olan güzel düsturlarını bırakarak, sömürgeci, emperyalist, tarihi cinayetlerle dolu ülkeler işgal etmiş, girdiği ülkeleri harabeye çevirmiş, İnsanlarını köleleştirmiş, servetlerini talan etmiş vahşi bir toplumun, şeytani amaçlarla tasarladığı bir metni, gözü kapalı alır ve toplumuna uygulamaya çalışır.
Geçte olsa hatadan dönüşmüştür. Geçen bu süre zarfında, yasanın da etkisiyle yoldan çıkmış, sapkın bir yığın insan ve hatta kuruluşlar ve hatta partiler, dernekler feveran edecek ve eylemler yaparak protestolar yapacak, bildik taşkınlıklar, yakmalar, yıkmalar hatta cinayetler işleyeceklerdir. Devlet bütün gücüyle bunlara engel olmalıdır.
Müslümanlar ve duyarlı bütün insanlar da ciddi bir şekilde organizeli, geniş katılımlı eylemler yaparak meydanları bu ahlak yoksunlarına bırakmamalıdır.
Selam ve dua ile.
22/03 /2021
- - CENNET BEDEL İSTER
- - RAHMET AYI RAMAZAN
- - ÜMMİ KAVRAMINI KUR'AN I KERİME GÖRE ANLAMAK
- - İSRA SURESİ VE İNANANLARA MESAJLARI
- - KUR’AN KARŞISINDA İNSAN
- - ÜÇ AYLAR VE REGAİB
- - ADALET VE GÜÇ
- - GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA KADIN ERKEK İLİŞKİLERİ VE İSLAMİ YAKLAŞIM
- - Her Bakan Göremez
- - DÜŞÜNCE AŞAMASI
- - VEREN EL OLABİLMEK
- - VURDUM DUYMAZ TAVRIMIZ
- - AHLAKİ YOZLAŞMA
- - KATİL İSRAİL ALÇAKLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
- - TARİH BİLİNCİ VE HAKKI ÜSTÜN TUTMAK