Türkiye’nin yön sorunu
Türkiye devleti kuruldu kurulalı ortayaya net bir ideoloji koyamaması hedef olarak olarak batıyı gösteren Mustafa Kemal in Milliyetçiliği geçmişten gelen tarihi bir birikim değil ileriye dönük bir birleştirici unsur olarak görmesi milliyetçiliği kendi toplumunun anladığı şekilde değil batıdaki ulus devletlerinin oluşumunu Türkiye üzerinde uygulamak istemesindendir. Mustafa Kemal'e göre Din ise tamamen vicdani bir durum ve kişilerin kendi iradesi ile yaşamalarıdır. Bu yüzden devletin yönü dine göre belirlenemeyeceğini düşünmektedir. Fakat milletin anladığı Milliyetçilik ve Din olgusu birbirinden ayrılamaz biri olmadan diğerini açıklayamadığımız bir kavramdır eğer biz cumhuriyeti Göktürkler zamanında kursaydık bu tez doğru olabilirdi. Türk milleti Müslümanlığı kabul ettikten sonra islam medeniyeti üzerine yaşamış İslamı yaşam felsefesi olarak benimsemiş bu yüzden savaşmış fetihler yapmış devletler kurmuş kısacası Türk tarihi ve islam tarihi içice geçmiştir. Yüzyıllar boyunca bu durum böyle devam etmiştir. Bu durumu yok sayıp islam ile milliyetçiliği farklı iki olgu gibi değerlendirip ayrı ayrı kefelere koyup tartmak ve islamı kişi bazına indirip milliyetçiliği Türkçülük olarak kabul edip bunuda tarihi olmayan yeni içat olmuş bir kavram gibi değerlendirip içini kendi istediği şekilde doldurup uygulamak olmuştur. Devleti laik olarak görenler milliyetçiliği devlet olarak algılamış bu durumda milletin dini duygularını tarihi gerçeklerden değil vicdani kuşku ve dini gerçekler arasında tercihe zorlamışlardır. Ne Osmanlı nede Selçuklu nede yüzyıllarda ortaya koyulan islam medeniyet ve kültürü yeni devletin karekterini uygun olmayacağı düşünülmüşki Avrupa’nın kültürünü Türkiye’ye taşıma hevesi sömürgeci Batının işine gelmiştir. İkinci dünya savaşı sonrasında sömürge olan devletlerin uyanıp kendine dönmesine rağmen Türkiye’de bu durum devletin kendi eli ile devam etmiştir. Bu durum zaman zaman Menderes, Özal ,Erbakan gibi siyasetçilerle aşılmaya çalışılsada her seferinde Atatürkçülük adı altında tabulaştırılacak kültürel sömürgecilik tekrar ülkeyi etkisine almıştır. Zaman zaman bu düzene islamcı ve milliyetçilik anlayışı farklı olan kesimlerde alet edilmiştir. Bu durumun son noktası 15 temmuzda konmuştur. Bu gün Cumhuriyet ittifakı Türkiye’nin sömürgecilikten kurtulması ve kendi önünü açabilecek fikir ve hedeflerini tarihi köklerinden alması gerektiğini görmüş bu yönde politikalar geliştirmeye başlamıştır.